..............Halk inançları:Giyinirken sağdan başlar.Bir yere girip çıkarken sağ ayağını atar.Süpürgeye oturursa kızının çok olacağına inanır.Taze gelin eline süpürge alırsa işi çok olacağına inanır.Eşiğe oturmaz.Eli taraklamaz.Sağ eli kaşınınca para geleceğini sol eli kaşınınca elinden para çıkacağını yorumlar.Gözü dalarsa yolcusu veya bir misafiri geleceğine inanır.Hıçkırırsa yüzü ve kulağı kızarırsa birinin kendinden söz edildiğine inanılır.Evinin önünde karga öterse haber gelir.Yanlışlıkla başkasının ismini anarsa o şahıs kendinden bahsedildiğine inanır.Gece aynaya bakmanın,tırnak kesmenin,ıslık çalmanın günah olduğuna inanılır.Bazı kimselerin fala,muskaya,rüyaya inancı vardır.Rüyada davul çalınırsa silah atılırsa haber almaya yılan akrep görürse düşmana ağlarsa gülmeye gülerse ağlamaya incir üzüm yerse ağlamaya dayak yemişse kuvvet alacağına güneş görürse yağmur yağacağına yorumlar ve inanır.Bazı kadınlar uzun bir zaman veya hiç doğurmazlar bunlara kısır derler.Bazı insanlar evlat edinir.Çocuğu olmayan şahıslar yatır ve evliyalara gider adak adayıp dua okur mayıs yedisinde kayıkla denizde gezer delikli taştan geçer.Gebeliğin başlangıcı aşerme veya çocuğun karnında oynamasıyla gebelik(hamilelik) anlaşınca gebe ile yakınları bazı pratiklere müracaat eder hamile çocuğun kime benzemesini istiyorsa o şahsa bakar.Güzel çocuklara bakar.Kendine benzemesini istiyorsa aynaya bakar.Semaya bakan hamilelerin çocuğu mavi gözlü olur.Gebe kadın kocasını çok severse çocuğu kocasına annesini çok severse annesine benzer.Gebeye elini uzat dendiğinde elinin içi aşağı bakarsa erkek,yukarı bakarsa kız olur.Hamilenin karnı ileriye büyürse erkek yana büyürse kız olur.Hamilelikte yüzüne sarı lekeler düşerse kız doğacağı yorumlanır. Doğum yaklaşınca kundak takımı düzülür beşik hazırlanır, bazı ziyaretler yapılır.Sancılanan kadın kolay doğum yapması için odada gezdirilir.Tavanlara ip asılır.Yasak olmasına rağmen sekmende doğum yaptırılır.sedir kenarında oturtulur.Belinin altına yastık koyulup yatırılır.Doğumdan sonra tabanca ve tüfek atılır.Doğan çocuk kırk gün yıkanır kırkıncı gün don giyerse terbiyeli olur.Yeni doğurupta henüz yataktan kalkmamış kadına lohusa veya loğusa denir.Doğum yaptıktan sonra ter döşek yatar ve soğuk su verilmez. Al karası umumiyetle kırklı loğusa ve çocuklar nadir olarakta hamile gelin,güvey erkek yolcu ve atlara albastı alkarası tabiriyle musallat olan bir ruh veya hastalık ifade edilmektedir.Cin ,peri şeytan olarak tasavvur edilen bu ruh, köpek, kedi, oğlak, buzağı ,tilki ,kuş,gelin, erkek ,kefenli ölü,cadı ve nihayet insan ile hayvan vasfını bir arada bulunduran insan hayvan şeklinde görüldüğüne inanılır.Alkarası nehir,ahır,samanlık,viraneli,ıssız yer, kaya ,çeşme ve su kenarlarında ikamet eder.Lohusa ile yavrusunu albasmaması için kırk gün kırk gece yalnız bırakılmaz. Kırk basması loğusa ile çocuğuna kırk gün içinde gelen hastalığa denir.kırk basmaması için kırkı içinde iki loğusanın kendileri ile çocuklarını karşılaştırmamak karşılaştıklarında loğusalar iğne değiştirirler,öpüşürler bir bardak suyu yarı yarıya içerler çocuklar sırt sırta getirilir. Kırklama loğusa ve çocuğu umumiyetle kırk gün sonra kırk basması tehlikesine maruz kalmaması için kırklama adı verilen yıkandıktan sonra kırkıncı gününde kırk kaşık suyun içine altın ,tesbih kırk tane arpa koyarak ilistir(süzgeç) içinden geçirilip bu suyun çocuğun ve anasının başına dökülmesidir. Halk gönlündeki arzusunun gerçekleşmesi için adak adar.Adak daha çok çocuğu olmayan ailenin çocuğunun olması,çocuğu yaşamıyorsa yaşaması gurbette ise çabuk kavuşması evlendiğini görmesi hasta ise iyi olması , yapamadığı işte başarılı olması kız ise istediği erkekle, erkek ise istediği kızla evlenmesi içinde bulunduğu bir kazayı atlatması her türlü zor durumdan kurtulması sevince kavuşması için adanır.Çoğu adaklar evliya ziyaretleri dua okumak evliyaların bulunduğu ağaç dallarına çabut bez ip asmak dilek tutmakla yapılır.Evliyalar yaylamızda karakaya,kadırga,baldıran ve alancık evliyaları tahmin edilir. Eski düğünlerimiz: Düğünler cumartesi pazar pazartesi olmak üzere 3 gün yapılırdı.Cumartesi kına düğünü yapılır.Kına düğününde geline kına yakılır.Ağıtlar yakılır.Gelin ağlatılır.Kadınlar eğlenirler.Pazar günü kız evinde öğlene kadar düğün yapılır öğleden sonra düğün damat evine taşınır.Gelin güvenlik açısından atlı ya da yaya olarak sapa yollardan damat evine getirilir.Gelin eve girmeden damat koluna girer birbirlerinin ayağına basar.Hangisi erken ayağına basarsa onun sözünün dinlendiğine inanılır.Tabancalar atılır.Gelin damat evine girerken ahırda inek çıkarılır.Eşiğe su tası konulur.Gelin tasa tekme atar.Gelinin başından fındık ya da şeker dökülür.Öğleden sonra düğün damat evinde devam eder. Gece dinamit atılır. Pazartesi günü yağlaş düğünü adı altında düğün devam eder.Yemekler yenilerek düğün sona erer. İmeciler: Köylü genç kız ve erkek toplanır otuz kırk kişilik grup halinde kaval kemençe eşliğinde sırayla tarla beller tarla kazarlar tarlayı bellerken tek ses çıkar,tarla kazarken dönüm denilen kazma şeklinde kırk kazma tek sesle aynı anda vurulur.Mısır soymak için geceleri sırayla mahalle evlerinde yine çalgı eşliğinde mısır koçanı soyulur.Oyunlar oynanır yemekler yenilirdi.Yeni ev yapanlara yardım edilir.Ağaç ve taşlar kemençe eşliğinde şenlik ile güle oynaya taşınırdı.Kemençecilerimiz merhum Osman KARA , Fehmi KARA ve halen hayatta olan Şakir DİLLİ , Nazmi KÖSE’dir.Yazın göçlerimiz toplu halde yürüyerek Gümüşhane’nin yaylalarına çıkardı.Yayla yollarında imecilerde yaylalarda şenliklerde genç kız genç erkekler sevdalık ederlerdi.Evlenmeler genelde kaçırmayla olurdu. Halk ağzından sözcük derlemeleri: AAH: Hayır yok BAYAK: Demin ACISU: Maden suyu BERBAT : Kötü ADAK: Nezir BET: Çirkin AĞŞAK: Huni şekinde ortası delik BELEŞ: Bedava BULAŞIK: Karışık ARIK: Zayıf AVGAR: Bıldırcın tutmaya yarayan alet AVUZ: Doğumdan sonraki ilk süt BOSTAN: Salatalık AYLAK: Başıboş BİLEKİ: İçinde ateş yanan ve ekmek pişirilen taş
CAMADAN: Heybe CIBIR: Parasız CİCİK: Meme CÜCÜK: Civciv ÇAPUT: Bez parçası ÇALGIÇ: Yoğurt mayası ÇÖTEN: Mısır kurutulan ve saklanan yer ÇÖMEN: Mısır saplarının yığını ÇARDAK: Evlerin tavanında odun koymaya yarayan yer DAVULBAZ: Eski evlerde kara ateşin dumanının toplayan baca DOLAP: Duvar içine gömülü yer DEĞNEK: Güç simgesi,asa DİNGİLDEME: Kımıldama oynama sıçrama EVMEK: Acele etmek EĞERCEK: Yün işleme aleti FERİK: Piliç devresini geçmiş tavuk FİNGİRDEK: Yılışık,olur olmaz gülmek FİSİL: İnce soğan FIRILDAK: Isırgan yemeğini karıştırmaya yarayan alet GELBERİ: Tırmık GEME: Farenin büyüğü GOT: Tahtadan yapılmış silindir şeklinde tahıl ölçeği GÜGÜM: Bakırdan yapılmış su taşıma kovası İLİSTİR: Süzgeç KUFA: Tahtadan yapılmış sırtta taşınır su kovası HOZAN: Bahçe HIZAN: Çocuk HIR HIZAN: Çoluk çocuk HANTAL: Battal HOBUR: Hortlak |