mayıs yedisi

 

köşe yazım
 

BEŞİKDÜZÜ

MAYIS YEDİSİ HELVASININ TARİHCESİ

Orta Asya’dan Anadolu’ya giriş yapan Oğuz Boylarından olan, Çepni Türkleri; Erzurum-Artvin üzerinden Trabzon’a gelirler. Beşikdüzü ve çevresini çok beğenirler. İlk Türk kavmi Beşikdüzü ve çevresine yerleşmeye karar verir. Diğer Türk boyları Giresun-Ordu-Samsun sahil boyu yerleşirler. Beşikdüzü ve köylerine yerleşen ilk Türk Boyu, Mayıs Yedisi Kutlamalarını Beşikdüzü’nde yapar. Daha sonra bu gelenek ve Türk kültürü Karadeniz sahiline yayılmıştır. Türklerin Orta Asya’dan geliş yolunu düşünürsek Türklerin Anadolu’ya ve Karadeniz’e gelişlerini daha iyi anlarız

Tarihte ilk Mayıs Yedisi Şenlikleri, yaylaya göç öncesi Beşikdüzü’nde yapıldığı bilinmektedir. Orta Asya’dan gelen Türklerin 4000 yıllık gelenekleri olduğu söylenmekte –yazılmaktadır. Şalpazarı-Eynesil-Vakfıkebir-Tonya yörelerinin insanları Mayıs Yedisinde Beşikdüzü’nde toplanıp, dilekler tutarlar, şenlikler yaparlardı. Daha sonra Mayıs Yedisi şenlikleri denize kenarı olan; Trabzon’dan Samsun’a kadar yayılmıştır. Mayıs Yedisi yazılarını ve Tarihi incelediğimizde bu gerçek görülecektir.  

  

MAYIS HELVASI;

Anlatılanlara ve tarihimize göre Mayıs Yedisi Helvasının ilk Beşikdüzü’nde yapıldığı bilinmektedir. Bunun için köy adlarına bakmak yeterlidir.

Rivayete göre:

Mayıs ayının ilk haftalarında, yayla evlerini onarmak, hayvanları otlatmak için yaylaya çıkan insanlar; obalarına yakın ormana odun toplamak ve yiyecek bulmaya gitmişler. Akşam dönmeye yakın yoğun sis bastırmış, göz gözü görmez hale gelmiştir. Sisin yoğunluğu nedeniyle ormanda kaybolmuşlar. Sığındıkları bir mağarada geceyi geçirmişler. Günlerce mağarada sisin dağılmasını beklemişler. Yiyeceklerinden geriye kalan sadece su ve şekermiş. Açlıktan bitap düşen insanlar, çevrede yiyecek bir şeyler aramaya çıkmışlar ve çöven otunu bulmuşlar, çöven otunun kökünü yemeye çalışmışlar fakat kökleri çok acı olduğundan çöven kökünü iyice dövüp, ellerindeki son materyal olan su ve şekerle kaynatmışlar. Kaynatma sonucunda, bembeyaz köpüklü bir helva meydana gelmiş. Tadına baktıklarında çok lezzetli olduğunu fark etmişler. Helva ile günlerce beslenmişler. Aradan bir hafta kadar zaman geçtikten sonra sis dağılmış, insanlar evlerine dönmüşler. Ev halkı meraklanmış ve bu kadar zaman nasıl yaşadıklarını sorduğunda; sis nedeniyle bir mağarada sığındıklarını, günlerce ottan yaptıkları helva ile beslendiklerini anlatmışlar. Gel zaman, git zaman helvanın namı dilden dile dolaşmış. Bu helvanın namını duyan çöven otunu topluyor ve hemen çöven helvası yapıyormuş. Mayıs ayı geçtikten sonra çöven otunun olmadığının fark eden yöre halkı bu helvanın ismini Mayıs Helvası koymuş. Her yıl Mayıs ayında çöven helvasını yapıp konu komşuya, çevre köylere dağıtırlarmış.

Trabzon’un fethinden sonra, Osmanlı Sultanları ve Saraydakiler, şifa olsun diye Beşikdüzü Mayıs Helvası ve Tahin Helvasına önem verdiklerini biliyoruz. Atatürk 1930–1937 yılları arasında Trabzon Atatürk köşkünde vasiyetini yazdığı zamanlarda kendisine şifa olsun diye Beşikdüzü Mayıs Helvasının ikram edildiği ve Atatürk’ünde çok beğendiği söylenir. Mayıs Helvasını en iyi yapan ustaların Beşikdüzülü olduğunu, daha sonra da bütün Karadeniz sahilinde ustaların yetiştiğini tarihler yazar. Cumhuriyet döneminde en ünlü Mayıs Yedisi Helvası ustası Türkeli(Oğuz) Hamit TOHUMLUK 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Beşikdüzü Mayıs Helvasını yapıp Beşikdüzü’nde satarmış.

Beşikdüzü Mayıs Yedisi Helvasının adı, yapılışı dilden dile dolaşır olmuş. Bu kadar güzel, tadına doyum olmayan Mayıs Yedisi Helvası bütün Karadeniz’e yayılmış. Yıllar sonra, Mayıs Yedisi kutlanan her yerde yapılır olmuş.

Günümüzde yeniden canlanan Mayıs Yedisi Helvasını mutlaka Beşikdüzü’nden yemeden geçmeyin.

Tarihi başlangıcı Beşikdüzü olan; Mayıs Yedisi Helvasına diğer il ve ilçeler sahip çıkmaya başlamış. Türkiye’de Mayıs Helvası üzerine her il ve ilçe kendi hikâyelerini yazar –söyler olmuş. Oysa araştırmalar gösteriyor ki ilk Mayıs Yedisi Beşikdüzü’nde yapılmış, ilk Mayıs Helvası da Beşikdüzü’nde imal edilmiştir.

BİR RİVAYETE GÖRE; MAYIS YEDİSİ HELVASI KADINLARI GÜZELLEŞTİRİRMİŞ.

Çevresinde çirkin olduğu için dışlanan kadın dağ evinde oturmuş. Hıdrellezde çok içten bir dilek dilemiş. Rüyasına giren yaşlı nine, ona Çöven otu kökünden Mayıs Helvasını yapmasını ve her gün yemesini söylemiş.

Kadın Mayıs başından, Mayıs yirmisine kadar her gün Mayıs Yedisi Helvası’nı yemiş. Günler sonra deniz seferinden dönecek olan kocasını beklemek için sahile inmiş.

Yolda yürürken herkesin gözünün onda olduğunu fark etmiş fakat vakti zamanında hiç kimse ona bakmadığı için bu duruma bir anlam verememiş. Oysa yediği helva onu o kadar güzelleştirmiştir ki bir bakan bir daha bakarmış. Seferden dönen kocası sahilde ki kalabalığa bir anlam verememiş. Gemisini Beşikdüzü doğal limanına çekmiş. Sahile çıkınca gözlerine inanamamış. Karısının güzelliği karşısında çok şaşırmış. Karısına; ‘Sana ne oldu da bu kadar güzelleştin’ demiş. Kadın durumun farkına vardığında, günlerdir Mayıs Helvası yediğini söylemiş. Çok çirkin olan karısını, çok güzelleşmiş olarak bulan adam; ‘Artık gözüm senden başkasını görmez, bundan sonra senin yerin benim yanımdır’ demiş ve dağ evinde kalan karısını evine götürmüş.

Bu olaydan sonra Beşikdüzü Mayıs Yedisi Helvası’nın kadınları güzelleştirdiği söylenir olmuş. Karadeniz kadınları onun için çok güzel oluyormuş.

ÇÖVEN OTU NEDİR?

Çöven Mayıs –Haziran aylarında yetişir. Beyaz çiçekler açar. 50–60 cm yüksekliğinde (boyunda) çok dallı, çok senelik( her yeniden çıkar)  kazık köklü otsu bir bitkidir. Yaprakları sapsız, soluk yeşil renklidir. Çiçekleri küçük, pembe ve beyaz renklidir. Tohumları küçük, hemen, hemen böbrek şeklinde bir görünüme sahip, esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir.

Memleketimizde özellikle Türkiye’de Doğu Karadeniz ve Uludağ’da her çeşitleri bolca bulunur. Azda olsa Orta ve Doğu Anadolu’ da bulunur. 27 kadar türü vardır. Mayıs helvası için çok kaliteli bir bitkidir.

Halk arasında çöven otuna: sabun otu, helvacı kökü, çöven, çevgen, çöğen otu da denir.

PAZARLAMASI:

Türkiye’de çöven alan iki ana bayi vardır. Bunlar; Hoş gör ticaret İstanbul ve İstanbul Tarım (Mahmutpaşa-İstanbul)'dır.

KULLANIM ALANI:

Altın ağartma, sabun malzemesi, cilt kremi, yumuşatıcı ve temizlik sanayi, Mayıs Helvası ve Tahin helvası yapımında kullanılır.

BEŞİKDÜZÜ MAYIS HELVASININ YAPIMI:

Mayıs Helvasının ham maddesi; Çöven kökü suyu, şeker, su

Helvanın yapımı:

Önce çöven kökü parçalanıp, dövülerek küçük parçalar haline getirilir. Çöven kaynatılıp şurup kıvamına getirilir. Çöven suyu elde edilir. Kıvamına gelen çöven suyu süzülerek içindeki parçacıklar ayrılır. Ve soğumaya bırakılır. Soğuyan çöven suyu iyice karıştırılarak köpürtülür. Helva yapımında kullanılır.

Helva yapılacak tavaya şeker, su koyularak yüksek ateşte kaynatılır. Daha sonra limon suyu konularak şerbet kesilir. Kısık ateşte kaynayan şerbete çöven suyu köpüğü yavaş, yavaş eklenir.

Kısık ateşte pişen helva yaklaşık bir saat süreyle durmadan karıştırılarak kaynatılır. Uygun kıvama gelince ocaktan indirilir. Ve soğumaya bırakılır.

 Mayıs Helvasının tadına duyum olmaz. Mayıs Helvası sade yendiği gibi içine fındık unu katılarak da yenir.

Günümüzde Mayıs Helvası yapan ustaların çok az olduğu söyleniyor. Gönül ister ki Mayıs Helvası yapan ustaların çoğalması, eski den olduğu gibi parlak günlerine kavuşması.

Beşikdüzü’nden Karadeniz’e ve Türkiye’ye yayılan Mayıs Helvası sadece Mayıs ayında yapılır.

GÜNÜMÜZDE ÇÖVEN YETİŞTİRME:

Toprak İstekleri: Kıraç ve yamaç alanlarda yetişebilir. Kumlu ve drenajı iyi toprakları sever. Ağır topraklarda nemden dolayı kök bölgesinde kurumalar meydana gelmektedir. Doğal olarak dağdan toplanan çövenlerde kumlu topraklarda yetişen bitkilerin daha verimli olduğu gözlenmiştir.


Tohum Üretimi: İlkbaharda dağda yetişen fideler toplanarak tarlaya dikilir. Yaz dönemi boyunca yabancı ot mücadelesi ve sulama yapılarak fidenin toprağa tutunması sağlanır. Bitki çiçek açtıktan ve tohumlar siyah renk aldıktan sonra elle toplanır. Tohumlar siyah, tane yüzeyi pütürlü ve böbrek şeklindedir. Toplanan tohumlar gölge bir yerde kurutulur ve ekim dönemine kadar nemsiz kuru bir yerde muhafaza edilir.

Tarla Hazırlığı: Tohumlar çok küçük olduğundan tohum yatağının çok iyi hazırlanması gerekmektedir. Tarla sonbaharda pullukla derin bir şekilde sürülür. İlkbaharda toprak tava geldiğinde pancar merdanesi ile sürülerek iyi bir tohum yatağı hazırlanır.

Ekim: Tohum pancar ekim makinesi ile ekilir. Sıra arası 45 cm, sıra üzeri 5–7 cm olmalıdır. Dekara atılacak tohum miktarı 300 gr’dır. Tohum miktarı 5 kg talaş (talaş eklenerek fırında kurutulduktan sonra) ile karıştırılarak ekilir. Ekim derinliği makinenin en yüzlek ayarında olmalıdır. Ekim zamanı 1–15 Mart tarihleri arasıdır. Ekimle birlikte gübre verilmez.

Bakım: Ekimden bir ay sonra bitkiler çıkış yapar. Bitki iki yaprak olduğunda (5 Mayıs) yabancı ot durumuna göre daha erken veya geç çapalama yapılır. İlk yıl Mayıs-Haziran aylarında yaprak piresi görüldüğünde ilaçlama yapılır. Temmuz ayında bitkinin bir kere sulanması uygundur.
İlk yıl Ekim ayında bitki kuruduktan ve tohum alındıktan sonra tambur ile bitkinin toprak üstü aksamı biçilir, toplanarak tarladan uzaklaştırılır.
İkinci yıl imkân varsa yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Ancak yabancı ot mücadelesi yapılmadan da yetiştirilir.

Hasat: En az dört yıl sonra hasat edilmesi uygundur. Hasat zamanı belirlenirken bitkinin Pazar durumu göz önüne alınır. Pazarlaması yapılana kadar tarlada bekletilir.
Bitki mayıs ayında toprak tavda iken traktörle veya bel ile topraktan kökler çıkartılır. Kuru gölge havalanabilen bir yerde kurutulur. Kurutma süresi en az 2–3 aydır. Kurutulmuş kökler çuvallanarak pazara sunulur. 2.5 kg yaş üründen 1 kg kuru ürün elde edilmektedir. Dekardan elde edilen kuru ürün miktarı 4–5 tondur.

DÜNYA ÜZERİNDE NADİR OLAN TÜM MADDELERİN DEĞERLERİ YÜKSEKTİR.

ÇÖVENİ DİK TOHUMLA, GERİ DÖNSÜN ÇUVALLA…

HARUN KARA

Eğitimci-Yazar-Şair

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam12
Toplam Ziyaret94652
Köşe Yazıları
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.201632.3307
Euro34.675034.8139
Hava Durumu
Saat

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ