milli egemenlik

     MİLLİ EĞEMENLİK

   ATATÜRK, çağdaş bir Millete ve çağdaş bir Devlete yakışan yönetim şeklinin ancak Milli Egemenlik olduğunu her fırsatta söylemiş, Kurtuluş savaşından , kendisinin hayata gözlerini yumduğu ana kadar Milli Egemenliği Türk toplumuna benimsetmeye çalıştı.

   Tek kişilik yönetim şeklini asla benimsememiş, Egemenliği, bütün Türk Milleti tarafından seçilmiş vekillerden meydana gelen bir yüce meclis çatısı  altında ülkenin yönetilmesini istemiştir. İşte o yüce meclis Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

   ATATÜRK; üç ana ilke esasında devlet anlayışının temellerini oluşturmuştur. Milli Devlet, Tam bağımsızlık, Milli Egemenlik

   Milli Egemenlik:Milletin kendi kendisini yönetmesidir.

   Devlet içinde tanımladığımız Milli Egemenlik, Millete ait olduğunu ifade eder. Bu anlamda Milli Egemenlik ,kişi veya zümre egemenliği ile asla bağdaşmaz.

   ATATÜRK; Kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıktıktan sonra Amasya, Sivas, Erzurum, halkla buluştuktan daha sonra da illerden seçilmiş kişilerle ERZURUM- SİVAS kongreleri’nde Ülke bütünlüğünü ve Milli bağımsızlığımızı korumak için (Milli güçleri etken ve Milli iradeyi egemen ) kılmak esasının kesin olduğunu belirtmiştir.

   ATATÜRK; 27 aralık 1920’ de  Ankara’ya gelişinin ertesi günü yani (28 aralık 1920) Şehrin ileri gelenlerine şöyle bir konuşma yapmıştır.

“ Bir Millet ,varlığı ve hakları için bütün kuvvetiyle ,bütün fikri ve maddi güçleriyle alakadar olmazsa, bir Millet kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmese , şunun- bunun oyuncağı olmaktan kutulamaz… Bu sebeple teşkilatımızda Milli güçlerin etken ve Milli iradenin egemen olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün Cihanın Milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar; MİLLİ EGEMENLİK…”

   Toplum ve Devlet hayatının temel değerleri , ancak Milli Egemenlik  ilkesi altında gerçekleşebilir.

   Toplumda hürriyetin ,eşitlik ve adaletin ,istikrar ve huzurun korunmasının sağlanması ancak ve anacak Milli Egemenliğin kurulmuş olmasına bağlıdır.

   Milli Egemenlik , çağımızın önüne geçilmez , karşı konulmaz bir akımdır.

   Milli Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.

   Milli Egemenlik dışında, hiçbir güç, kişiler, yönetimler var olamaz.

   Türkiye halkında yalnız bir makam vardır. O da Milli Egemenliktir. O makam Milletin kalbi , vicdanı ve varlığıdır.

   Milli Egemenlik karşısında hiçbir güç duramaz, zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur.

   Türk Milleti kanıyla, canıyla ATATÜRK ‘ün önderliğinde savaşarak Egemenliğine kavuştu.

   Egemenliğinden vazgeçen Milletler ve Devletler esaret altında ,inançsız, hürriyetsiz, kişiliksiz, bağımsız , Millet olma onurunu kayıp etmiş olarak yaşamaya mahkumdurlar.

   ATATÜRK; Annesinin ölümünden sonra mezarı başında yaptığı konuşmada

“ Validem bu toprağın altında fakat Milli Egemenlik ilelebet payidar olsun ,Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Valide’min mezarı önünde  ve Allah huzurunda and içiyorum , bu kadar kan dökerek Milletin elde ettiği  egemenliğin muhafaza ve müdavası için , icap ederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Milli Egemenlik uğrunda canımı vermek , benim için vicdan ve namus borcu olsun”

   ATATÜRK; Milli Egemenlik ilkesine sadece düşünceleriyle değil, derin kişisel duygularıyla da ne kadar bağlı olduğunu ifade etmiştir.

   TÜRK MİLLETİNE düşen görev ATATÜRK ‘ün annesinin mezarı başında söylediklerini bir kez daha  düşünmesi…

   Bir yürek olarak ,tek kalp atışı gibi EGEMENLİĞE , Laik CUMHURİYETE  ebediyen sahip çıkmaktır.

   ATATÜRK gibi büyük bir lidere sahip olmak, CUMHURİYET Çocukları olarak bize; Onun değerlerine , bize bıraktığı emanete sahip çıkmak . ULUSUMUZU; ÇAĞDAŞ ÜLKELERİN  ÖNÜNE TAŞIMAK YAKIŞIR…    

                                       HARUN KARA 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret94699
Köşe Yazıları
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.201632.3307
Euro34.675034.8139
Hava Durumu
Saat

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ