DÜNYADA TÜRKLERE YAPILAN SOYKIRIMLAR
Soykırım icra kurumu ABD, Fransa, Rusya, Çin, Ermeni, İngiltere’den oluşan kurumdur. Kendi yaptıkları soykırımları aklayarak kendi dışındaki tüm milletlere soykırım yargılaması yapmaktadır.RUMLARIN KIBRIS'TA TÜRKLERE UYGULADIGI SOYKIRIM
Ingilizler 1912-1974 döneminde Kıbrıs adası üzerindeki
egemenliklerini
sağlamak amacıyla Rumların ENOSIS'i gerçekleştirmelerine göz yumup
Türklere
karşı saldırı başlattırdılar. 1912'de adada yasayan Rumlar Kıbrıs’ın
35
ayrı
noktasında Türklere ait is-yerleri, camii ve evleri yakıp yıkmaya
insanları
katletmeye başladılar. 1952 yılında EOKA adli terör örgütü kuruldu.
EOKA
sistematik bir biçimde başlattığı saldırılarda 100 Türk'ü, 100
İngiliz
vatandaşını öldürerek 30 Türk köyünü yaktı. 1963 yılında EOKA'cı lar
yeni
bir
etnik temizleme planını devreye soktular, bu saldırılarda 500 Türk
öldürüldü, 130 Türk köyü yakıldı, 25 bin Türk evlerini terk etmek
zorunda
kaldı.
YUNANLILARIN BATI TRAKYA'DA TÜRKLERE KARSI ASIMILASYON YOLUYLA
UYGULADIGI ETNIK VE KÜLTÜREL SOYKIRIM
1923 yılında Lozan'da imzalanan Türk ve Yunan azınlıkların
karşılıklı
mübadelesine ilişkin anlaşmanın ardından Yunan hükümeti Bati Trakya
bölgesinde yasayan Türkler üzerinde sistemli olarak etnik ve kültürel
soykırım başlattı. Bölgenin büyük bir bölümünü askeri bölge haline
getirip
sıkıyönetim ilan edildi. Köyler arasında geliş-gidişler izne
bağlandı,
Türk
azınlığın pasaportlarına el konuldu. Türklerin hukuki, siyasi,
kültürel ve
dini haklarının kısıtlanması ibadetlerine izin verilmemesi gibi yoğun
baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.
BULGARLARIN TÜRKLERE KARSI UYGULADIKLARI ETNIK VE KÜLTÜREL SOYKIRIM
1970-89 yılları arasında Bulgar hükümeti Bulgarlaştırma adi altında
ülkede
yasayan 1,5 milyon Türk, Pomak ve Çingeneye karşı bir asimilasyon
kampanyası
başlattı. Ülkede yasayan 310 bin Türk'ün isimleri polis zoruyla
Bulgar ve
Hıristiyan isimleriyle değiştirildi. Türkçe eğitim veren okullar,
üniversitedeki Türk filolojisi bölümleri, Türkçe gazeteler ve camiler
devlet
emriyle kapatıldı. Çocukların sünnet ettirilmesi yasaklandı. Çocuklar
bu
yasağa rağmen sünnet ettirilip ettirilmediğini kontrol edilmek için
zorla
sağlık merkezlerine gönderildi. Mezar taşlarının üzerindeki Türkçe
isimler
yüzünden mezarlar yıkıldı, talan edildi. Türklerin Türk motifli
giysiler
giymeleri yasaklandı. Bu baskılara dayanamayıp protesto gösterileri
yapan
Türklerin üzerine askeri birliklerce ateş acildi. 1.000 Türk
Belenendeki
toplama kampına gönderildi. Baskıların giderek artması sonucu 360 bin
Türk
zorunlu olarak Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı.
Türklerin köle gibi çalıştırıldığı yetmiyormuş gibi Türk kızlarına sarkıntılık yapan Çinlilerin tacizlerine sessiz kalmayan Doğu Türkistanlı gençlerin tepki göstermesi olayların fitilini ateşlemiş ancak Çin ordusu olayın tam tersi olduğunu Çinli kızlara ve çocuklara yönelik Türklerin yaptıklarına karşı hareket olduğunu iddia ediyor.
Bu senaryoya orada yaşayan binlerce Üniversiteli ve Akademisyenler inanmamış tepkilerini dile getirmek için olayları protesto etmiş, Çin Polisi saldırı ve ateşle karşılık vermiş çıkan olayda 500’ü aşkın Türk öldürülmüştü. Köleliğe, cinsel istismara boyun eğmeyen gençlere karşı etnik savaş başlatarak sindirmek, zaten bölgede varlıklarını istemedikleri Türkleri artık bölgelerinden silmek dertleri.
Orta Asya Türklerine yaşatılan baskılara, yapılan köle muamelesine sessiz kalınmadıkça katliamın boyutlarının genişlemesinden endişe ettiğim gibi Kaşğar’da yine olaylara tepki için düzenlenen miting de binlerce Türk’ün katledilmesi ve geride kalanların yaşam ile ölüm arasında yaşatılmaları olayların bununla kalmayacağını gösteriyor.
Çin uyguladığı “asimilasyon politikası” ile sindiremediği Türkleri böylesi bir vahşetle asimile etmeye çalışıyor.
Uygur Türklerine yaşatılanlar bu olaylarla ile sınırlı değil. Türkistan bölünmüş Uygur Türklerinin yaşadığı bölgeye Doğu Türkistan adı verilmiş, Rusya ise elinde tuttuğu Türkistan topraklarını “böl, parçala, sömür” politikası ile parçalamıştı. Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kazakistan olarak bölgelere ayrılmıştı. Toprakları elinden alınan, kendi topraklarında köle gibi yaşayan Uygur Türkleri zulümlere daha ne kadar dayanabilir ki?
Elbette dayanamayacaklar…
Kırım Türk’lerine de aynı acılar yaşatılmamış mıydı?
Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı’dan kopartılıp birçoğu vatanlarından sürgün edilmişti. Kalanlar ise 2. Dünya savaşı sonrası 1944 yılında Stalin’in emri ile Kırım Türk’leri binlercesi vagonlara, bir kısmı da teknelere doldurulmuştu. Tekneler Karadeniz’de batırılırken, Vagon yolculuğu yapanlara ise inmelerine izin verilmemiş, aç susuz havasız bırakılarak ölüme mahkum edilmişti. Camileri yakılmış, mezarları sökülmüş Kırım Türk’lerine ait tarihi, kültürel ne varsa ortadan kaldırılmıştı.
Ya Balkanlar da yaşayan Türkler;
Osmanlı İmparatorluğunun parçalanma sürecinde Balkanlar da yaşayan milyonlarca Türk katliamdan kurtulmak için göç etmiş, bu esnada birçok Müslüman Türk katliamlar nedeni ile hayatını kaybetmişti. Bağımsızlığını kazanan Yunanistan Mora’daki Türkleri göçe zorlamış yine binlerce Türk katledilmişti.
Yavru vatan;
Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklere karşı uyguladığı etnik ve kültürel soykırım devam ediyor. Talat ise toprakları vermeye şimdiden hazır.
Yakın tarih;
Irak’ ta 1,5 milyonu aşkın insan katledildi. Halen bu baskılar ve insanlık dışı muameleler de devam ediyor.
Bunları da ekledim çünkü her fırsatta bizi soykırım ile suçlayıp, yapmadığımıza ilişkin” savunma psikolojisi” içine hapsedip, siyasi otorite kurmamıza yıllarca engel olundu.
Çin’in yaptığı da tıpkı Ermenistan gibi soykırım yapıp kendini haklı çıkarmak, ilkelerini ön planda tutarak uluslar arası alanda kendisine haklı yer bulmak gayreti. Bu nedenle gerçek bilançoyu açıklamıyor.
Hayali Kürdistan peşinde koşanlar gibi; kimi toprakları içinde yaşayan Türkleri sindirmeye çalışırken, kimi topraklarında yaşadığı devletine karşı vatandaşları kışkırtıyor.
Siyasi çıkarların, toprak hesaplarının, güçlü olmanın koşulunu; parçalamaktan, katledip yok etmekten geçtiğini düşünen güçler hiç vazgeçmeyecek.
Ne için?
Coğrafi konumu önemli stratejik bölgede diye Türk’ü katletme hakkına kimse sahip değil.
Bu insanlık dramına, soykırıma tepki gösterecek vicdanlı, yürekli devlet adamlarımızı göreve çağırıyoruz.
gözünüzden Hayal perdelerini kaldırın, kaldırın ki yüzyıllardır yapılan zulümler,katliamlar,soykırımlar son bulsun .